7 Şubat 2008 Perşembe

Kendi yağımızla kavrulmak

Yıl 1897. Yer Augsburg, Almanya. Rudolf Diesel yerfıstığı yağı ile çalışan ilk motoru geliştirdi. Diesel, bitkisel yağların en az petrol ürünleri kadar önemli bir yakıt olduğuna inanıyor.

Yıl 1909. Yer Şikago, Amerika Birleşik Devletleri. Henry Ford etanol ile çalışabilen ilk efsanevi Model T arabasını çıkartıyor. Ford, geleceğin yakıtının fermente edilerek alkol üretilebilen bitkisel ürünlerden olacağına inanıyor.

Yıl 1934. Yer Atatürk Orman Çiftliği, Ankara. Savaş ve benzeri durumlarda dışa bağımlılıktan kurtulmak için yerel kaynaklardan yararlanmak üzere traktörlerde yakıt olarak bitkisel yağ kullanımı ile ilgili çalışmalar başlıyor. Ancak atılan bu ilerici hamle bir yerlerde duruyor ve sonuca ulaşamıyor.

Yıl 2006. Güneşköy, Kırıkkale. Prof.Dr. Ali ve İnci Gökmen, GEF Küçük Destek Programı projesinde Türk Traktör ve Kırıkkale Tarım il Müdürlüğü ile birlikte bitkisel yağ ile traktör çalıştırıyorlar. Geliştirme çalışmaları sürüyor ve hedef ülke genelinde çiftçilerin kendi yağını kendi üretip traktörlerini çalıştırmaları. Böylece hem dışa bağımlılığımız azalacak hem de küresel iklim değişikliğine neden olan fosil yakıt kullanımı azalacak. TEMA Vakfı’nın da büyük önem verdiği bu projenin Atatürk’ün izinden devlet tarafından desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor.

Küresel İklim Değişikliği ile birlikte bütün dünyada alternatif enerji kaynakları arayışı hızla sürüyor. Karbon salımını düşürmek üzere Avrupa Birliği 2030 yılında bitkisel yağların yakıt olarak kullanımını %30’a çıkarmayı hedefliyor. Yağların önemli bir kısmı ise ithal edilecek. Ulus olarak çok dikkatli olmamız gerek. Dış talebi karşılayacağız diye verimli tarım arazilerimizi yağlı bitkilerin üretimine çevirerek gıda güvenliğimizi tehlikeye atmamalıyız. Vizyonumuz, ülkemizden gram yağ çıkmadan, ürettiğimiz yağlarla tarımsal üretimimizi ayakta tutmak olmalı. Çiftçimiz kendi yakıtını kendi üreterek, girdi maliyetlerini azaltıp, tarımsal rekabet gücünü arttırabilir. Bunun için gerekli politikaların bir an önce hayata geçmesi gerek.

Bu arada evlerde, restoranlarda, işletmelerde kullanılan atık yağlar kanalizasyonlara karışıyor. Arıtılması çok zor ve git gide azalan sularımızı kirletiyor. TEMA Vakfı olarak her atığın ürüne dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle evlerden ve işyerlerinden yakıt olarak kullanılmak üzere atık yağların toplanmasını destekliyoruz. Bu konudaki çalışmaların suyumuzu korumak, küresel iklimi değişikliğini önlemek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için hız kazanması gerekiyor. Kendi yağımızda kavrulma zamanı çoktan geldi de geçiyor…

21.10.2007 - Dr. Uygar Özesmi

Hiç yorum yok: