20 Nisan 2013 Cumartesi

TANIŞMADAN TANIDIĞIM GÜZEL İNSAN: NOYAN ÖZKAN - A. Şahika Ertan



Bazı insanlar bu dünyadan ayrılsalarda ektikleri tohumlar yeşermeye devam eder ve hiç bilmedikleri insanlar onlar geçip giderken arkalarından yeşerttiklerini sulamaya devam eder. Burada doğa için her daim mücadele eden sevgili dostum Şahika Ertan'ın Noyan Özkan için yazmış olduğu değerli makaleyi paylaşıyorum. İyi ki vardın Noyan Özkan, iyi ki varsınız Şahika ve Asaf Ertan. - Uygar




TANIŞMADAN TANIDIĞIM GÜZEL İNSAN: NOYAN ÖZKAN


A.Şahika Ertan, 14 Nisan 2013, Limanköy


Bazı insanlar vardır; hem vardırlar, hem yokturlar. Vardırlar çünkü varlıkları hayatlara anlam katar, dünyaya şekil verir. Yokturlar çünkü onlarla karşılıklı oturup konuşmamışsınızdır bile, Bir el sıkışmışlığınız yoktur yani. Ama sizi etkilemişlerdir ve hep olmalarını beklersiniz hayatınızda. Sonra birgün, yaşayanlar aleminden göçtüklerini öğreniverirsiniz. İçiniz acır, eksiklenirsiniz birdenbire. İnanmak zor gelir çünkü bu çok yakın hissettiğiniz insanlar gözünüzle görmediğiniz için birbaşka türlü yer edinmiştir hayatınızda; dolayısıyla elini sıktığınız insanlardan farklı bir acı hissedersiniz yarı inanası-yarı inanılmaz böylesi ölümlere. İşte ben tam da bu duygular içine düştüm o haberi görünce. Ölmüştü Noyan Özkan!

O’nu tanıdığımda belki de o yılların yegâne doğa hukuku ile ilgili makaleleri yazıyordu Cumhuriyet Gazetesi’nde. Bir bayrak açmıştı İzmir’de. Sonra da kısa zamanda yaklaşık 40 kişilik meslektaş grubuyla İzmir Barosu başkanlığı sıraları, koskoca bir çevre hukukçuları gücü oluşturmuşlardı. ÇED işlemlerinin bugünkü rezalete dönüşeceğini çok yıllar önce basbas bağırmıştı yazdığı birsürü makalede. Keşke daha çok kulak verilip düzeltme yolunda çaba harcansaydı..Keşke O’nun her uyarısı çok daha dikkate alınsaydı..”Özkan” soyadı gibi özlü bir ruhu olan bu insan sadece bir doğa hukukçusu değildi ki..Posta kutumda beliren ismi, her seferinde ne mektuplar içerirdi devlet yöneticilerine gönderilmiş. Öyle ki insan hakları, kamu hakları, yönetimdeki hatalar hep O’nun içini yasalarla doldurduğu metinlerle birer sorgu haline dönüşürdü ve altında mutlaka yasal süre içinde cevap verilmesini beklediğinin notu..Kaç tanesini temel alarak Asaf’la aynı soruyu, aynı tepkiyi yönelttik ilgili makamlara, kim bilir..Son uyarıcı mektubu da Diyanet İşleri Başkanı’nın İzmir’in dini yapısını irdelediği o meşhur konuşması ile ilgiliydi. Gene o mektubu temel alarak yazmıştık biz de tepkimizi aynı makama.

Artık o “Paylaşmak istedim” ön metinli, doğanın-insan haklarının-kamu haklarının irdelendiği, yöneticilerin sorgulandığı mektuplar olmayacak Noyan Özkan imzalı.  İzmir, büyük bir hemşehrisini kaybetti, ne yazık. Türkiye büyük bir aydınlık zihni kaybetti, ne yazık.  Ben kaç sefer, gönlümün en değerli hukuk ödüllerini verdiğim ama hiç elini sıkmak, “Merhaba Noyan Bey, tanıştığımıza memnun oldum.” demek mutluluğuna ulaşamadığım bir önderi kaybettim; ne acı. Ama tesellim şu ki, güzel ruhlara yakışır bir şekilde mekân değiştirdi  bedeni de, beyni de sapasağlam iken. Ve eminim ki bu yürekli insan, ebediyet âleminde, Allah’ın en güzel ödülleriyle hakkettiği takdiri bulacak çünkü o hakkı arayan insanlar sınıfındandı. Ve eminim ki Allah’ın en önem verdiği konuların arasında olan kul hakkına, Noyan Özkan gibi kol-kanat gerenler bu âlemin de, ebediyet âleminin de en kutsanmış ruhlarıdır. Ve eminim ki cennet o ruhların var olduğu ortamdır. Rahmetler ola..

Ayrıca:
http://www.egepostasi.com/3sayfa/izmir-barosu-eski-baskani-noyan-ozkan-hayatini-kaybetti-h10634.html

http://www.egepostasi.com/izmir/izmir-eski-baro-baskanlarindan-noyan-ozkan-son-yolculuguna-ugurlandi-h10702.html

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22997126.asp

Hiç yorum yok: