17 Ekim 2010 Pazar

Deniz Postaci'dan Yasak Meyve:Cehennemden Cikis Kitabina Dair

Uygar'a "Yasak Meyve"yi yazdigi ve bizlerle paylastigi icin cok tesekkurler!

Istanbul Universitesi'nde Amerikan Kültürü/Edebiyati ve İngiliz Dili/Edebiyati okudugum 1989-1994 yillari arasinda mitolojiye ek olarak Eski Ahit ve Yeni Ahiti defalarca okumus ve derslerde edebiyat ve toplumsal ve kulturel gelismeler acisindan ele alip, yine defalarca tartismistik. Tabii, hocalarimiz konulari cogunlukla "feminist elestiri" acisindan ele almislar; okudugumuz yazarlarin etkisi ile bu beni ve bircok arkadasimi "ecofeminist elestiri" noktasina tasimisti. Kitabindaki uslup ve icerigin, halen hasretle andigim bu yillari bana hatirlatti.

Bir de o yillarda yani 1996'da yazdigim ve Londra'da Minerva Press tarafindan basilmak istenen fakat ekonomik sebeblerle basilamayan, "Yasak Meyve" baglaminda bu siirimi paylasmak istiyorum.

Ode to Gaia

“April is the cruelest month”*
in which aridness prevails
“Thunder without rain”*
flashes in the cave*
Invisible womb begets a star
A star begets some light
And
some light gave birth to the eyes
Then, the “tree of knowledge”* would be
full of eyes, the most venerable fruit so utile
where the cobweb of chakras* die
stealing an “eye” from the branch of lie.
A voice whispers, then:
“Eye am the son of light!”
I the sun burns the light into night.
However, the night bore the child, a mother* killer “consumingly”* murders the night
Over be night, Over be dreaming
A voice continues and says:
“Paradise Lost”* at the dawn of vicious sun!

1996

Footnotes:
*- “April is…” refers to Waste Land by T. S. Eliot.
*- “Thunder…” refers to Waste Land by T. S. Eliot.
*- “cave” refers to Platon’s cave allegory.
*- “tree of knowledge” refers to Genesis of The Old Testament.
*- “chakras” refers to the energy spots on body believed by Hindu people.
*-”mother” refers to Gaia the Mother Earth.
*- “consumingly” refers to The Old Testament and the Cabbalistic connotation of Zoharian truth. It also refers to Prometheus's fire...
*- “Paradise Lost” refers to “Paradise Lost” by John Milton.

Deniz Postaci

7 Ekim 2010 Perşembe

Lütfen dostlarınızı barınaklardan sahiplenin

“ Sıradan ” bir gün bir ömür kadar uzun, bir düş kadar çabuk geçer bazen...
 
Türkiye’de ilk kez geçtiğimiz sene sokak hayvanları için hazırlanan ödüllü kısa film Ezber’in yönetmeni Tolga Öztorun, Yedikule Hayvan Barınağı’nın bir gününü içeren    “ Sıradan ” bir gün isimli yeni bir belgesel çekti.
 
İzleyenlere siz hiç barınak gördünüz mü? diye soran belgeselin görüntü yönetmenliğini Efe Balkan yaptı.
 
4 Ekim Dünya Hayvan Hakları haftası sebebi ile çekilen belgeselin çekimleri Yedikule Hayvan Barınağında 3 gün sürdü izleyenlerin düşlerini biraz zorlayan belgeselde sokak köpeklerinin yaşamları konu edildi.
 
Barınakta yaşamak zordur. Barınaklar köpekler için bir son durak değil, yeni yaşamlarına gidecekleri bir ara istasyondur. Lütfen dostlarınızı barınaklardan sahiplenin.
 
" Sıradan " bir gün
http://vimeo.com/15590357
 
TOLGA OZTORUN
YEDIKULE HAYVAN BARINAGI
GONULLU MUHABIRI
www.yedikulehayvanbarinagi.com

1 Ekim 2010 Cuma


Yerel Doğa Koruma Projelerine 1.001 kişi aranıyor!

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ülkemizdeki biyolojik çeşitlilik konusunda farkındalık yaratmak ve doğa koruma çalışmalarını ülke geneline yaymak amacıyla, “Türkiye’nin Canı Kampanyası”nı başlatıyor. Kampanya kapsamında 1.001 kişiden toplanacak bağışlar ile bir fon oluşturulacak ve WWF-Türkiye’nin doğa koruma projelerinin yanı sıra yerel sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını destekleyecek bir hibe programı başlatılacak.

WWF-Türkiye, 35 yıllık doğa koruma deneyiminin ve uzmanlığının ışığında, Anadolu’da tehlike altında olan ya da kaybolmaya yüz tutmuş canlı türlerinin korunmasına yönelik yeni bir kampanya başlatıyor. “Türkiye’nin Canı” kampanyasıyla ülkemizdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik projelerin geliştirilmesi, uygulanması, somut sonuçlara ulaşması ve kalıcı çözümler oluşturması hedefleniyor. Ayrıca, Anadolu’da geleneksel yaşam biçimleriyle iç içe geçen, ancak kaybolmaya yüz tutan doğal değerlerin korunması ve özellikle kırsal bölgelerde yaşayanların doğadan sürdürülebilir yararlanma biçimlerini benimseyerek yaşam standartlarını iyileştirmesi amaçlanıyor.
Kampanya hakkında açıklama yapan WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Türkiye’nin Canı Kampanyası ile ülkemizin biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan projelerin desteklenmesine yönelik bir fon oluşturucağız. İlk aşamada ülkemizdeki doğal mirasa sahip çıkmak için kampanyaya destekleyen kişilerden 1.001 TL bağış alırken, ülkemizde nesli tehlike altında olan türler hakkında bilgilendirme çalışmaları yapacağız. İkinci aşamada ise  biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik projeleri olan ve projelerine finansal destek arayan yerel sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir hibe çağrısında bulunacağız.” dedi.
WWF-Türkiye hibe çağrısından sonra kendisine ulaşan tüm projeleri değerlendirilmek üzere Seçici Kurul’a gönderecek. Başvurular öncelikli olarak ihtiyaç, katılımcılık, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik ve kalıcılık gibi kriterler doğrultusunda değerlendirilecek. Seçici Kurul’dan geçen proje sahipleri, finansal destek görüşmeleri için İstanbul’a davet edilecek. Seçim sürecinin ardından finale kalan projelere yönelik bir günlük çalıştay düzenlenecek. Çalıştayın adından seçim süreci tamamlanacak ve proje sahipleri çalışmaya başlamak üzere alanlara dönecekler. Projelerin yürütme aşaması, WWF-Türkiye tarafından düzenli olarak izlenip değerlendirilecek ve kampanya katılımcılarına destek oldukları projeler hakkında raporlar gönderilecek. 2010 Biyolojik Çeşitlilik yılı vesilesiyle yürütülecek olan Türkiye’nin Canı Kampanyası kapsamında oluşturulacak fon ile gerçekleştirilecek hibe programı 2011 Mayıs ayında başlayacak.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak; “Uygarlıkların beşiği olan Anadolu’nun bereket fışkıran topraklarında yaşıyoruz. Gurur duyulacak bir doğal zenginliğe sahibiz ancak ülkemizin doğası tehdit altında. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) 2008 Kırmızı Listesi’nde; Türkiye’de küresel ölçekte tehlike altındaki tür ve alttür sayısı 134. Son 30-40 yılda, Türkiye’deki pek çok habitat çeşidi, geri dönülemez biçimde tahrip edildi. Kalan doğal mirasımı korumak bizim elimizde. Bunun için 35 yıllık doğa koruma geçmişimizi ve deneyimimizi, alanın ihtiyaçlarını en doğru biçimde belirleyen ve en etkin şekilde çözümler üreten yerel sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi için kullanacağız” dedi.
Kampanya hakkında detaylı bilgi almak ve kampanyaya katılmak için www.turkiyenincani.org  adresini ziyaret edebilirsiniz.